Din insanlarda vicdani ve ahlaki gelişimi sağlayan, insanların  kendilerini kontrol etmelerine katkı yapan bir değerler sistemidir. İnsanın yaşamına anlam katan, anlamsızlığa düşmesini engelleyen, umutsuzluğu gideren özelliklere de sahiptir. Doğru bir dini eğitimden geçen bir çocuk ileriki yaşamında gerekli olan birçok donanıma sahip olmuş demektir. Anne -baba olarak bizlerin karşılaştığı sorunların bir tanesi de ,çocuğa dini eğitimin nasıl verilmesi gerektiğidir. Bu soru bazı velilerin düşüncelerini ciddi oranda meşgul ederken ,bazı velileri meşgul etmemektedir. Halbuki dini öğretmek  çocuklarımıza bırakacağımız en önemli miraslarımızdan biridir. Dini eğitim verirken aslında dinle birlikte çocuğumuzun kişilik yapısını oluşturan bir takım parçaları onlara sunmuş oluyoruz.   Bu parçalar başkalarına saygı,kendini kontrol sistemi,yalan söyleme,çevreye saygı…..gibi bir çok konuyu içine almaktadır. Toplumsal kurallarla sıkıntı yaşayan gençlerin çocukluk dönemlerine baktığımızda din ve ahlak eğitimi yönünden gerekli hassasiyetin gösterilmediğini görmekteyiz.

cocuklarda din eğitimi

Dini eğitim modeli olarak benimsenen modelin özelliklerinden bir tanesi ,  bebeklikten başlayarak ergenlik dönemine kadar verilecek olan dini eğitimin  lisan-ı hal modeliyle öğretilmesidir.  Lisan-ı hal öğretilecek şeyi ,durum ve görünümüyle anlatmaktır.  Yani bir anlamda model olabilmektir.  Bu model anne ya da baba olabilmektedir.

Doğumdan itibaren çocuğun gözünde anne ve babanın ayrı bir yeri ve önemi vardır. Bir çok şeyi onlardan görerek öğrenirler ve hayatlarına aktarırlar. Bunlar olumlu şeyler olabildiği gibi, olumsuz şeylerde olabilmektedir. Doğumdan sonra ev içerisinde çocukla birlikte Kuran dinlemek ,çocuğun kulağının bazı şeylere aşina olmasına yol açar. Genelde insan kendi doğası  itibariyle küçükken yapmış olduğu şeyleri ilerde hasretle arar. Çünkü  onların yeri farklıdır. Çocuk 3 yaşına kadar anne ve babasını gözler ,onların ne yaptıklarını anlamaya çalışır.  3 yaşından sonra ise çocuğun hayatında taklit dönemi başlayacağından  , gördüklerini  taklit etmeye başlar. Bazı zamanlarda bu tür olaylara şahit olmuşsunuzdur. Evin büyükleri zaman zaman namaz kılarken onların yanlarında ya da arkalarında taklit eden, onların yaptıklarını yapmaya çalışan küçük çocuklar olur. Abdest alırken de büyüklerini taklit ederek onların yaptıklarını yapmaya çalışırlar.

Okul öncesi dönem dediğimiz 0-6 yaş dönemi çocuklar için dini sevdirme ve dini taklit ettirme dönemidir.  Dini eğitim verilirken genel kaide baskı ve zorlamanın olmamasıdır. Baskı ve zorlama durumunda çocuk dini  sevmek yerine soğuyup uzaklaşabilir. Bu  dönemde çocuk din ve Allah’ la ilgili sorular soracaktır.  ‘Allah kim?  Bizi kim yarattı?  Cennet nerede? Allah nerede ?’ gibi sorular bu dönemde yoğunlaşabilmektedir.  Anne- baba olarak bu tür sorulara bazen nasıl cevap vereceğimizi bilemeyiz.  Çocuğun sormuş olduğu soruları bu dönemde somutlaştırarak cevap vermemiz çocuğun anlamasına vesile olacaktır.  ‘Allah nerede? ‘ sorusuna  ‘  Her yerde o bizi görür ve izler.’ ‘  Bizi kim yarattı? ‘ sorusuna   ‘Allah bizi çok sevdiği için yarattı.’  Cennet nerede sorusuna    ‘Başka bir dünyada, iyi insanlar gözleri kapandığında kendilerini orada bulacaklardır.’ gibi cevaplar verilmesi çocuğun zihninde bazı şeylerin şekillenmesine sebep olacaktır.  Bu dönemde çocuklarda soyut düşünme becerisi gelişmediğinden   yetişkin birine anlatır gibi, dini olayları çocuklara anlatmamız ,onların anlamadıkları için bizi dinlememelerine sebep olacaktır.  İlkokul birinci sınıfa gidenlere sorulan bir soruyu hepimiz biliriz. 1kğ pamuk mu ağırdır?  Yoksa 1kğ demir mi ağırdır? Çocukların hepsi ağız birliği yapmış gibi ‘1kğ demir ağırdır.’ derler.  Aslında bu cevap bizlere onların henüz soyut düşünme becerilerinin oluşmadığının bir kanıtı olarak karşımıza çıkar. Bu nedenle bizlere sorulan sorulara yetişkine cevap verir gibi değil de somutlaştırarak çocuğun merak duygusunu gidermemiz  daha etkili olacaktır. Merakını sağlıklı yoldan doyuran çocuk bir üst aşamaya geçerek kendi gelişimine katkı sağlamış olur.

5-6 yaş sonrası ise dini eğitimde ibadete alıştırma, yavaş yavaş dini ibadetlerin içine doğru çekme döneminin başlangıcıdır.  İbadet yapıldıkça kazanılacak ve öğrenilecek bir davranıştır. Bu konuda çocuklar anne ve babalarının etkisi altında kalırlar.Eğer aile bireylerinin dini kuralları yerine getirme konusunda bir sıkıntıları yoksa, çocuklarda o şekilde yetişecektir. Bu dönemde hatta daha öncesinde, çocuk bazen camiyi görmek ve içine girmek isteyebilir. Merak duygularının gereği camiyi çok merak ederler.  Meraklarının ne zaman başladığının farkına varılırsa  ,o zaman içerisinde çocuğun camiye götürülmesi uygundur. Camiye gitmek istemeyen bir çocuğu zorla camiye götürmek yanlış dini eğitimin getirdiği bir davranıştır. Çocuğun camiye gitmek istediğinde dikkat edilmesi gereken husus ,cami kuralları konusunda çocuğun bilgilendirilmesi ve mümkün olduğunca,  rekat sayısı az olan bir namaza gidilmesinin tercih edilmesidir.  Uzun süren namazlara götürülen çocuklar da  bir daha gelmek istememe davranışının görülme ihtimali vardır.  Siz namaz kılarken çocuğun cami içerisinde sessizce oynamasına ,camiyi incelemesine  imkan tanımanız yerinde bir davranış olur. Sizinle namaz kılması için zorlamanız alıştırmadan, sevdirmeden bu davranıştan soğumasına neden olabilmektedir.

Yanlış dini eğitim çocuğun ihtiyaçlarına ve merakına bakmadan , kavramları somutlaştırarak seviyesine indirip verilmeden yapılan bir dini eğitim şeklidir. Bu eğitim yönteminde çocuk sevme yerine ,nefret etmeye başlar. Bir takım davranışları sadece ceza almamak, takdir kazanmak için yapar. Serbest bırakıldığında bu tür davranışları yapmadığı gözlenir. İnançsız  (Allahın varlığını hayal ürünü olarak bulan kişi) yapıya sahip insanların neden böyle olduklarına dair geçmişleri ile ilgili bir araştırma yapıldığında ya aile içinde yapılan dini eğitim sonucu çocuğun dinden soğuması , ya da anne ve babanın da böyle bir inanç sistemine inandığı çocuğunda model olarak bunu aldığı  gerçeği karşımıza çıkmaktadır.

Bütün eğitimlerde olduğu gibi dini eğitimde de çocukluk çağı altın çağ olarak nitelendirilebilir. Bu dönemde verilebilecek her türlü eğitimle ilgili olayları çocuk almaya isteklidir. Eğitmenin tek şartı uygun ve çocuğun seviyesine inerek vermektir. Çocuğun seviyesine inilmeden yapılan eğitim boşa yapılan bir eğitimdir.  Çünkü çocuk anlamaz. Anlatılanlar kendine hitap etmediğinden dolayı dikkatini çekmez. Dikkatini çekmediği ve önemsemediği için de çabuk unutur.  Bazı anne ve babaların çocuklarına  0-6 yaş döneminde özel din dersleri alması amacıyla özel hocalar tuttuğu yada bu konuda eğitim veren özel okullara gönderdiklerine şahit olmuşumdur.  Eğer aile içerisinde dini değerler yaşanmıyorsa çocuğun dışarıdan alacağı dini eğitim geçici bir etkiye sahip olacaktır.

Yedi yaşından sonra çocuklar anne ve babaları ile birlikte yaptıklarını severek yaptıkları için ileriki hayatlarında bunlardan kopamazlar. Bunları alışkanlık haline getirirler. Bunun somut örneğini  gördüğüm Hakan adında bir arkadaşım  vardı.  Hakan dini görevlerini yerine getirmeyen hatta Cuma namazlarına dahi gitmeyen bir yapıya sahipti. Nedense bayram sabahlarının onun gözünde ayrı bir yeri ve önemi vardı. Bayram sabahları erkenden kalkar gerekli hazırlıkları yapar,abdestini alır ve bayram namazına giderdi. Hakan’ı tanıdığım günden bu yana bunu aksattığını görmedim. Bunun neden kaynaklandığını çok merak ettiğimden dolayı Hakan’ın aile yapısını incelemeye karar verdim . inceleme sonucu şunu gördüm. Hakan küçükken babası şoför olduğundan dolayı  il dışında  çalışıyor ve düzenli olarak eve gelemiyordu.  Bayram zamanlarında çalışmadığından dolayı düzenli bir şekilde eve geliyor, bayramı ailesiyle geçiriyor, bayram sabahı ise Hakan da çok istediğinden, birlikte bayram namazına gidiyordu. Hakan’ın bu durum çok hoşuna gittiğinden dolayı aradan yıllar geçmesine rağmen bu alışkanlığını bırakmadı. Her bayramda aynı heyecanı duymaya devam etti.        

Ergenlik dönemi dini eğitim yönünden en hassas olunan dönemdir. Çocuk bu dönemde geçmişten dini benimseme ve sevme ile ilgili getirdiklerini yaşamaya başlar. Eğer geçmişten bir şey getirememişse, bu dönemde bazı değerleri oluşturmaya çalışmak çatışmalara neden olabilir.  Bu dönemde yapılacak anlamsız ısrarlar dini sevmekten çok dinden uzaklaşmalara neden olabilir. Duanın manevi gücü geçmişte çocuğa verilmişse ,  çalkantıların yaşandığı bu dönemde gencin sığınacağı bir liman olarak kullanılabilir.

ÖNERİLER:

  • Dini eğitimde lisan-ı hal in etkili olacağı, bu yüzden çocuğumuza yaşatmayı istediğimiz şeyleri  önce kendimizin yaşaması model gelişimi açısından etkili olacaktır.
  • 0-6 yaş benimsetme ve sevdirme dönemi olacağından bu dönemlerde bir takım unsurlarla (cehennem…) çocuğu korkutmak dinin benimsenmesini olumsuz etkileyecektir.
  • Dini eğitim vicdani ve ahlaki eğitimle iç içedir.Çocuk dini öğrenirken vicdani ve ahlaki gelişimini tamamlar.
  • 3 yaşından sonra sorulan sorular artacağından , cevapların somutlaştırılarak verilmesi çocuğun daha kolay anlamasını sağlayacaktır.
  • 3 yaşından sonra basitleştirilmiş dini hikayeleri yatarken okumak çocuk gelişimi açısından faydalı sonuçlar oluşturacaktır.
  • Biz istediğimizde değil çocuk istediğinde ve hazır olduğunda camiye gidilmesi olumlu sonuçların  ortaya çıkmasını sağlayacaktır.
  • 3-4 yaşından sonra taklit davranışlarının artacağından dolayı çocuğumuzun gözü önünde namaz kılmak model öğrenme açısından önemlidir.
  • Ergenlik dönemi dini eğitim yönünden tehlikeli bir dönemdir. Sebepsiz yere zıtlaşmalar, sırf bize inat olsun diye dinden uzaklaşmalara neden olabilir.
  • Çocuklarda 4-6 yaş arası ezberleme yetenekleri çok iyi olduğundan dolayı bu yaş aralığında verilmek istenen duaların öğretilmesi daha kolay olacaktır.
  • Çocukluk döneminde izlenen yaratılmayla ilgili değişik konuları içeren bilim kurgu filmlerini izlemeleri, bazen dinden soğumalarına neden olabilmektedir.
  • Zamanında verilmeyen dini eğitimin telafisi çocuğumuz büyüdüğünde çok güç olmaktadır.
  • Dini eğitim vicdani ve ahlaki eğitimle bir bütündür. Dini eğitimi geç verilen yada hiç verilmeyen çocuk ahlak ve vicdandan yoksun kalır.
  • Çocuk büyüsün,dinini kendi seçsin ‘ bakış açısı, vicdani ve ahlaki eğitimi gereksiz gören bir düşüncenin ürünüdür. Bu tarz bir düşünce çocuğa yarar yerine zarar verir.
  • Tüm Eğitim boyunca namaz, dua gibi şeklen ibadetlerin üzerinde durulurken, dürüstlük, yardımseverlik gibi değer kavramlarının öğretilmesi de  unutulmamalıdır.

Tüm hakları mahfuzdur. Site kaynağı ve isim gösterilmeden alıntı yapılamaz.


 

Kurumumuz da  Verdiğimiz Hizmetler: Psikolog, Aile Danışmanı, Evlilik Terapisi, Ergen Terapisi, Çocuk Psikologu, Pedagog, Bireysel Terapi, Psikolojik Kökenli Bozukluklar için Cinsel Terapi, Online Terapi Hizmetleri, Psikolojik Gelişimsel testler, Öğrenci koçluğu ve Eğitim danışmanlığı, Seminer ve Konferans Çalışmaları

Detaylı Bilgi İçin: 0505 388 0710