SEN ÖZÜNDE DEĞERLİSİN

İnsanoğlunun biyolojik ihtiyaçlarını karşıladıktan sonra, sıradaki öne çıkan ihtiyacı değerli olma duygusudur. Değerli olduğunu hissetme ihtiyacıdır. Bu ihtiyaç ruhun doyurulması için gerekli olan temel ihtiyaçlardandır. Nasıl ki biyolojik ihtiyaçlardan olan yemek ve içmek bedeni ayakta tutuyorsa, onu besleyerek diri yapıyorsa değerli olduğunu hissetmekte ruhu ayakta tutar. Onu diri kılar. İnsan bu ihtiyacını karşılamak, doyurmak için yaşantısında türlü türlü işlere bulaşır. ‘Ben de varım, beni de fark edin, beni de önemseyin.’ gibi sessiz çığlıklar atarak, fark etmeden haykırır durur. İlginçtir ki bu çırpınış genelde dış dünyaya yönelik gerçekleşir. Kendi değerini anlamak, tartmak için başkalarının onayını arar. Makamına, şöhretine, servetine, güzelliğine bakar. Nerede eksik varsa daha çok gidermeye çalışır. Kendi değerini düşürmemek için bunları kaybetmemeye özen gösterir. Gece gündüz çabalar durur. Zanneder ki maddi yanı, şanı, şöhreti, güzelliği elinden gittiğinde değeri de kaybolur gider. O zaman kendini değersiz hissetmekten, değersiz görmekten korkar.

Oysaki kendini değerli hissetmek, değerli olduğunu düşünüp yaşamak iç dünyada aranarak bulunup yaşanması gereken bir durumdur. Dış dünyada başkalarının gözünde bulunan değerler bir gün gelip kaybolarak hayal kırıklığına uğratacak değerdir. Diyelim insanın kendini değerli hissetmesi A marka son model arabası olmasına bağlı. Ona sahip olmakla değerini bulduğunu düşündü. O araba kaza yapıp yok olduğunda insanın değeri nereye gidecek? O zaman insan kendini değerli hissedemeyecek mi? Ya da arabayı alamadığında değeri olmayacak mı? “Düşmez kalmaz bir Allah vardır.” derler. İnsan bugün ulaştığını yarın çabuk kaybedebiliyor. Yarın başına ne geleceğini bilemezsin. Başkalarının gözünde aranan değer insanın özüne, varlığına terstir. İnsanın kendini değerli hissetmesi içten başlayıp çevreye doğru yayılacak bir özellik taşır.

Değerini bulmak, değerini hissetmek altın aramak gibidir. Varlığında gömülü olan altını bulman için iç dünyanda kırıp parçalaman gereken kayalaşmış düşüncelerin var. O kayalar kırılmadığı müddetçe kendine ulaşamazsın. İnsan değerini derinliklerinde, yaradılışın manasında aramalıdır. Aranılan değer karanlık tarafta değil, insanın fark etmediği aydınlık taraftadır. Karanlık yanda insanı küçülten tarafta aranması durumunda bulmak da güçleşir. İnsan yaradılışı itibariyle değerli bir varlıktır. Değere programlanmıştır. Gereken, sadece programı çalıştırmasıdır. İnsanı değerli yapan dünyanın efendisi oluşudur. Allah tarafından bedenine yüklenen akıl, fikir, öğrenme… Becerilerine sahip oluşudur. Ruhunun yaratıcısından bir parça olarak verilmesindedir. Mükemmel bir biyolojiye sahip olması onun değerli olduğunu, değerli olduğu için özenle yaratıldığının bir başka göstergesidir. Ruhu ve bedeniyle öyle bir bütünlük oluşturulmuş ki kendine yetip doğaya da hükmedebilecek gücü vardır. İnsan özünde çok değerlidir. Allah-u Teala’nın dünyadaki diğer canlıları insana hizmet etmeleri için yaratması, insana anlayıp, yaşaması için Kuran-ı Kerim’i göndermesi ona verilen değerinin bir başka yönünü gösterir.

Dünya yaşantısı içinde değerliliğini, değersiz yapan insanın kendisidir. Ona eksik öğretilenlerdir. Günümüz toplumunda insanoğlunun yaşamış olduğu birçok psikolojik problemin temeli kendini değersiz hissetmesinden kaynaklanır. Dış dünyaya yönelerek aradığı değeri bulamaması bu durumu daha da derinleştirir. Dış dünyada aramaya çalıştığı her değer kendinden biraz daha uzaklaştırarak özüne yabancılaşır. Değerli olmak için toplum içinde rengini değiştirir.

Oysa kendi varlığının tekliğini düşünse, hak ettiği üstün değeri anlamaya başlar. Kendini değerli hissetmek için gittiğin, arzuladığın yere ulaştırmayan yol senin gözünde senin değerini düşürür. Her defasında biraz daha uzaklaşırsın kendinden. Değerli olmak için arkadaşlarına uyarsın. Kendin olacakken, onlar olursun. Kendini bulamazsın, onlar gibi yaparsın. Özüne yabancılaşırsın. Arkadaşlarının gittiği yoldan gidersin kendi yolunu bulamazsın. Onlar bataklığa girdiğinde biraz daha batarken onları kurtarmak yerine sen de onlar gibi olmak için onlarla bataklığa girersin. Yüzme bilmeyen bir insan, derin sularda boğulan bir başkasını kurtarabilir mi?

İnsanın içinde iki türlü ben vardır; İyi ben ve kötü ben. İyi ben senin iyi yanındır. Her şeyi hayra yoran yanındır. Sendeki iyi tarafı gören benindir. Kötü ben sürekli eleştiren ‘Şunu yapma, sen bir işe yaramazsın, aman ha’ diyen yanındır. Seni eleştiren ‘Sen aptalsın, işe yaramazsın, hiçbir şeyi düzgün yapmıyorsun…’ diyerek varlığına hakaret eden yanındır. İnsanlarla çatışan yanındır. İnsanın kendini değersiz görmesinin kaynağı da kötü benden kaynaklanır. Sürekli insan kendine hakaret ederek, kendisiyle çatışarak aslında kötü beni de beslemiş olur. Bir düşün bugün iyi ben yanını besleyip büyütmek için kendine kaç tane olumlu söz söyledin? Ya kötü ben yanını besleyip büyütmek için neler söyledin? İnsan hangi yönüne mesaj gönderirse o yönü gelişir ve büyür. Bu sorulara vereceğin cevap ve cevaplar kendini neden değersiz hissettiğinin de cevabıdır.

İnsan gün boyunca fark etmeyerek bilinçaltına kendi değeriyle ilgili yüzlerce mesaj gönderir. Bu mesajların niteliği zaman içinde kişiliğe yansımaya başlar ve kişilik de onu yaşar. Öyle düşünerek inanmaya başlar. Etrafına duvar örer. Zanneder ki kendine biçilen değeri o duvarların içinde ibarettir. Oysa kendinin asıl değeri duvarın dışındaki kendini keşfetmekten geçer.

Değerli olduğunu kalben hissedip, dil ile söyleyip, kulağınla duymaya başladığın zaman kendi iç dünyanda değerini bulmaya başlarsın. Bu her gün devam ettiğinde kendi değer ağacının kökünü besleyerek içten bir yeşermeye şahit olursun. Yıllardır ihmal ettiğin iyi beninle barışmaya, kaynaşmaya başlarsın.


Verdiğimiz Hizmetler: Adana da Psikolog, Adana da Aile Danışmanı, Adana da Evlilik Terapisi, Adana da Ergen Terapisi, Adana da Çocuk Psikologu, Adana da Pedagog Hizmeti, Bireysel Terapi, Psikolojik Kökenli Bozukluklar için Cinsel Terapi, Tüm Dünyaya Yönelik Online Terapi Hizmetleri, Psikolojik Gelişimsel Testler, Öğrenci koçluğu ve Eğitim Danışmanlığı, Belediye ve Sivil Toplum Kuruluşları İçin  Seminer ve Konferans Çalışmaları